Ferhat Göçer’den Şok İtiraflarlar! Kırılma Anını Anlattı: “Tutmasaydı Şimdi Londra’da Genel Cerrahtım!”
Ünlü şarkıcı Ferhat Göçer bildiğiniz gibi hem şarkıcı hem de doktor! Tıp Fakültesi ve Konservatuarı aynı anda okumayı başaran Ferhat Göçer, dün Posta Gazetesinden Alev Gürsoy Cimin’e konuk oldu ve hayatı hakkında merak edilenleri açık yüreklilikle anlattı.
Alev Gürsoy Cimin’in Ferhat Göçer’e ilk sorusu; “Aynı zamanda bir hekim olarak pandemi sürecinde neler yaşadınız?” oluyor. Ünlü şarkıcı ise hem pandemi sürecinde müzisyenlerin yaşadığı maddi sorunları ve doktorların üzerine binen ağır yükü bilen biri olarak; “Bir tarafta can kurtarmak, hastalara yardımcı olmak için hastanelerde çalışan hekimler ve sağlık personelinin yaşadığı sıkıntılar… Bir tarafta da müzik sektörün tamamen durması sebebiyle ekonomik zorluklar yüzünden intiharlara varan acılar yaşayan, müzik sektöründeki meslektaşlarım… Her iki dünyanın da içinde olan biri olarak çok daha zorlandım. Hem bir hekim hem de bir sanatçı olarak üzüntüm birse bu süreçte bine katlandı. Ölümler, kayıplar çok canımı yaktı… Hayatının 25 yılını çok yoğun bir şekilde çalışarak geçirmiş biri olarak pandemiyle birlikte yerçekimi ortadan kalkmış gibi boşluğa düştüm.” yanıtını veriyor.
“25 Yıl Eşek Gibi Çalıştım!”
Ünlü şarkıcı aynı hafta sonunda Sözcü Gazetesinden Hande Zeyrek’in de sorularını cevaplandırdı. Kendi ifadesine göre tam 25 yıl bilfiil çalışmış! Hatta hayatının bir döneminde hareketsiz duramıyormuş; “25 yıl bilfiil eşek gibi çalıştım. Ayda üç gün eve gidebiliyordum. 1986 tıp fakültesi girişim, 1988’de konservatuara başladım. Öğrenci evinde yaşıyorduk. Topkapı’da İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi vardı. Kadıköy’de de Devlet Konservatuarı. Sabah 7’de başlardı koşturma önce okula gelirdim dersler bitince 16.00 gibi doğru konservatuara. Akşam vapura biner Kadıköy’den Eminönü’ne geçer, oradan otobüsle Bahçelievler’deki eve. Uyuya kalırdım vapur iki kez gider dönerdi. Asistanlık dönemimde aynıydı. Haydarpaşa Numune Hastanesi birinci cerrahinin en altı morgun yanında bir minibüsüm vardı onun içinde yatardım. Her sabaha karşı orada vefat edenlerin yakınlarının ağlama sesiyle uyanırdım.”
Kırılma Noktasını Anlattı!
Hayatının kırılma noktasını ise şöyle anlatıyor; “Müzik benim var olma sebebim. 34 yaşında artık ümidimi kesmiştim. İkinci evliliğimi yaptığım İngiliz vatandaşı olan eşimle yurtdışına yerleşip sadece hekimlik yapmayı düşünmeye başladım. Müziği hayatımdan çıkartmak üzere olduğum bir noktaya doğru ilerliyordum. Çünkü umudumu kaybetmeye başlamıştım. Son bir deneme yapmak istedim. Ne olursa olsun albüm çıkaracağım dedim. Kırılma noktası 2005’te 35 yaşındayken ilk çıkan o ilk albümdür. O şarkılar tutmasaydı ben şuan Londra’da bir genel cerrahi uzmanı olarak çalışıyor olurdum.”
Henüz yorum yapılmamış.