Melis Sezen Sektörde Yaşadığı Psikolojik Tacizleri Anlattı: “Sana yaptığı hareketi kendinde hak görüyor”

Sadakatsiz’in Derin’i Melis Sezen, televizyon sektöründe yaşadığı bazı tacizleri üstü kapalı olarak bir röportajında anlattı. Acaba kimi kast etti?

Televizyonda bu sezonun en iyi işlerinden biri de şüphesiz Kanal D’de yayınlanan “Sadakatsiz” dizisi. “Aldatılan kadının öfkesi cehennem ateşinden beterdir” sloganıyla yola çıkan dizi çarşamba gecelerinin efendisi oldu bile!

Genç oyuncu Melis Sezen de bu dizide canlandırdığı Derin karakteri sayesinde inanılmaz bir çıkış yakaladı. Derin karakteri Cansu Dere’nin canlandırdığı Asya karakterinin eşi Volkan’ın genç sevgilisi olarak karşımıza çıktı. Hal böyle olunca, seyirci “öteki kadın” Derin’e hemen “kötü” damgası yapıştırdı. Ancak Melis Sezen’den nefret edenler kadar onu sevenler de var!

Bütün dünyanın büyük felaketler yaşadığı 2020 senesi şüphesiz Melis Sezen için her şeye rağmen iyi hatırlayacağı bir sene olacak! Daha önce pek çok dizisi yayından kaldırılan Sezen, nihayet şeytanın bacağını “Sadakatsiz” ile kırdı. Neredeyse her hafta bir yerde röportaj veren Sezen, son röportajında önemli açıklamalara imza attı.

Sektördeki Tacizleri Anlattı!

Kadın erkek ayrımcılığı hayatımızın her anına sızmış durumda. Ama en çok görünür olduğu sektörlerden biri de kadını metalaşmasına katkı sunan ve egoların Kafdağı’nda olduğu televizyon sektörü! Melis Sezen’e de son röportajında sektörde yaşanan tacizlere dair bir soru yöneltildi. Sezen de bombayı patlattı!

Fiziksel bir taciz yaşamadığını söyleyen oyuncu, “flörtleşme” adı altında yapılanları anlattı. Sezen, “İstemediğini belli ediyor, hatta söylüyorsun ama karşı taraf sana yaptığı hareketi kendinde hak görüyor” dedi. Ünlü oyuncu, saçını arkaya attığında bile “Aa bak, boynunu gösteriyor. Demek ki istiyor ama istemiyormuş gibi yapıyor” tepkisiyle karşılaştığını anlattı!

Daha önce de özellikle psikolojik tacizin sektörde çok yaygın olduğunu anlatan Sezen, ilk kez yaşadıklarına dair somut bir örnek verdi. Bugüne kadar Nurgül Yeşilçay hariç yaşadıklarını açık açık anlatan da pek olmadı. Bakalım, önümüzdeki günlerde buna benzer başka açıklamalar da gelecek mi?