Sefirin Kızı Seyircisine Veda Eden Engin Akyürek’in Gizli Başarısı! Bu Yönünü Pek Çok Seyirci İlk Defa Görecek

Son olarak Sefirin Kızı’nda Sancar Efe olarak izlediğimiz Engin Akyürek, 2004 yılında yayınlanan Türkiye’nin Yıldızları yarışmasında aldığı derece ile adını duyurdu. Beren Saat’in de yer aldığı yarışmada başarılı bir çıkış sergileyen Akyürek, çok geçmeden ekranların aranan yüzü oldu.

Macera Yabancı Damat ile Başladı

Yarışmadan sonra Yabancı Damat dizisinde Kadir olarak rol alan yakışıklı oyuncu, Fatmagül’ün Suçu Ne ile adeta bir sıçrayışa imza attı. Bu diziden sonra ünlü oyuncuya gelen tekliflerin ardı arkası kesilmedi ve Engin Akyürek Türkiye’nin en iyi erkek oyuncuları listesinde zirveye oturdu.

Özel Hayatını Hiç Paylaşmadı

Özel hayatı ile ilgili hiçbir açıklama yapmayan ve hayatını magazin gündeminden uzak tutmaya çabalayan Akyürek hakkında birçok iddia ortaya atıldı. Ünlü oyuncu’nun cevap verdiği tek iddia ise Kara Para Aşk dizisindeki rol arkadaşı Tuvana Türkay ile aşk yaşadığıydı. Bu ilişkiyi doğrulayan Akyürek, sonrasında hakkında konuşulanlara kulak asmadı.

Ünlü oyuncunun bu tavrı çok taktir edilse de özel hayatına hep merak duyuldu. Son olarak adı Pınar Deniz ile aşk dedikodularına karışan Engin Akyürek, bu konuda da suskunluğunu korudu. Ünlü oyuncunun bu tavrı, onun yalan iddialara kulak asmadığını, gerçekleri ise sakalamadığını düşündürdü.

Tek Yeteneği Oyunculuk Değilmiş!

Özel hayatından çok işi ile anılan Engin Akyürek, bu tavrının hakkını verdi. Türkiye’nin iyi oyuncuları arasındaki yerini her daim koruyan ünlü oyuncunun namı, yurt dışına bile erişti. Üstelik Engin Akyürek’in başarılı olduğu tek konu oyunculuk da değilmiş!

Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü’nden mezun olan oyuncu, Sessizlik adında bir öykü kitabı yazdı. 2018 yılında yayımlanan kitap çok satmış olacak ki, Engin Akyürek, bugün yaptığı bir paylaşımla kitabının 7. baskısının çıktığı haberini verdi.

Kitabın tanıtım bülteninde yer alan “Engin Akyürek’in Sessizlik adlı öykü kitabı okuru; insanların birbirlerini gözünün içine bakarak tanıdığı, konuşarak dokunduğu, dertleşerek anlaştığı yıllara götürüyor. Çocukların hâlâ çocuk olduğu, boş arazi görünce topu alıp koştuğu, komşuların teklifsizce birbirlerinin kapısını çaldığı, bayramların hep birlikte kutlandığı, mutlulukların acıların paylaşıldığı… Aşkların like’lara kurban gitmediği, sessizliğin ayrılık anlamına geldiğinin bilindiği yıllara.” ifadesi bir hayli ilgi çekti.