Ünlü Komedyen Ata Demirer Malı Mülkü Olmadığını Açıkladı: “Yalnızken Ne Yapayım?”

Türkiye’nin sevilen komedyenlerinden Ata Demirer, sosyal medyadan ve magazin sansasyonlarından uzak yaşamaya devam ediyor. Yazlarını uzun yıllardır Çanakkale’nin Bozcaadası’nda geçiren Ata Demirer, hayatı ve kendi hakkında bilinmeyenleri Sibel Arna’nın “Ne Olursan Ol, Rahat Ol” programında anlattı.

Bu gönderiyi Instagram'da gör

Ata Demirer (@atademirerofficial)'in paylaştığı bir gönderi

Ata Demirer Sahip Olduğu Mülkleri Anlattı!

Ata Demirer, gazeteci Sibel Arna’nın Youtube’taki “Ne Olursan Ol, Rahat Ol” programına konuk oldu. Ünlü komedyen sanıldığının aksine çok varlıklı bir sanatçı olmadığına dikkat çekti ve “Bozcaada’da 20 sene önce mülki olarak neyim varsa aynı şekilde devam ediyor. Emlak alan bir insan değilim. Biz dost alıyoruz. Bize insan lazım. Sana bir şey söyleyeyim mi en güzelini yapıyorum. Bana ne araziden arabadan. Yalnızken ne yapayım arabayı mı yiyeyim?” dedi. Demirer sözlerini şöyle sürdürdü: “Sosyal medyada sık sık ‘Biz de Ata Demirer hayatı istiyoruz’ diye yazıyorlar. Benim en büyük şansım ne istediğimi bilmek. Büyük şeylerden hoşlanmıyorum. Benim arabam bile yok, bir teknem var, bir de kıçı kırık zeytinliğim. Benim hayatımı yaşamak için benim tercihlerime okey demek gerekiyor. ‘Hayatımda kaç tane daha yaz yaşayacağım?’ diyerek yazın turne yapmıyorum mesela. Bir tane Harbiye yapıyorum yetiyor. Koskoca turne parasını almıyorum. Bu parayı almıyorsan Ata Demirer hayatı yaşayabilirsin.”

Özel hayatında kimse olmadığını da belirten Ata Demirer, “Yalnızım boşum. Allah verirse verir ben yeni birini aramıyorum. Hiç bilmiyorum ben bu işleri. İnsan sevmek istiyor tabii ama denk gelmeyince de sevemiyorsun. Bir de şöyle tuhaf bir çağa girdik her şey çok materyalist. Fizik de öyle. Herkes birbirini fiziğine göre değerlendiriyormuş gibi” diye konuştu.

Daha önce 22 kilo verdiğini söyleyen Ata Demirer, nasıl kilo verdiğini ise şu şekilde anlattı; “Bir arkadaşım mide ameliyatı oldu. Doktor ekmek yememesi gerektiğini söylemiş. Sadece sabah kahvaltısında bir dilim, öğlen ve akşam yok. Ben de aynı taktiği uyguladım. Günde de bir saat ya yüzdüm ya yürüdüm”